1 Kasım 2011 Salı

Doulalık maceram başlarken...

Kızımın doğumu beklediğimden zor geçmişti. Normal doğum istiyordum, çokça okuyup araştırmıştım, eşimle eğitime katılmıştık, hamileliğim çok rahat geçmişti, e yürüyüş ve yoga deseniz gırla. Kendime güvenim tamdı, kesin rahat ve kolay bir doğum yapacaktım, eşim de zaten destek olacaktı. Doktorumla da anlaşmıştık, normal doğumu ve tercihlerimi destekliyordu. Doğum sancılarım başladığında çok mutlu olmuştum. 6 gün gecikmeyle başlayan doğum kasılmalarını yüzümde gülümsemeyle karşılıyordum. Fakat, kasılmalar düzene girmeyip, süreç de uzayınca korku ve stres başladı. Ya sezaryen olursam korkusu. İşte o an bana her şeyin iyi gittiğini söyleyecek, beni fiziksel ve duygusal olarak rahatlatacak, beni yargılamadan kararlarıma saygı gösterecek ve sakin kalabilecek birinin ihtiyacını hissetmiştim. Sonrasında da, hep yanımda bir doğum destekçisi olsaydı neler farklı olurdu, doğumum daha doğal olabilir miydi diye düşünmekle geçti. Birkaç ay önce, BlogcuAnne'nin Facebook'ta yaptığı bir yorumla sayesinde Do-um'un Doula eğitimiyle karşılaştım. Ve Doulalık maceram başlamış oldu :). Eğitimimiz iki aydır devam ediyor, Julia Steils ile birlikte. Bu kadar kapsamlı ve yoğun bir eğitim beklemiyordum. Her eğitim bitişinde, kendimle ilgili bir şeyler keşfediyorum ve şaşırıyorum. Doğum ile ilgili teorik ve pratik bilginin yanı sıra, kendi içsel gelişimimizi tamamlıyoruz. Doulalık sadece fiziksel ve duygusal destek vermek demek değilmiş. Doğuma getirdiği enerjinin, değerlerin, yargıların, düşüncelerin de çok önemi varmış. Nasıl doğumun %90'ı içgüdüsel ise, doulalık da öyle.

Bu eğitim süresince tüm öğrendiklerimi, okuduğum kitapları, doğumla ve hamilelik ilgili bilgilerimi ve düşüncelerimi, faydalı olacağını düşündüğüm her şeyi paylaşmaya çalışacağım.

Her annenin doğumunda güzel hatıralar biriktirmesi dileğimle...

"Eğer bir kadın doğumunda tanrıça gibi görünmüyorsa, etrafındakilerden yeterince destek görmüyor demektir." Ina May Gaskin
sacredtimedoula.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder