29 Kasım 2011 Salı

Sezaryene savaş açmak çözüm mü?

"Dünyanın ebelere her zamankinden daha çok ihtiyacı var."
Evet, normal doğumu savunuyorum sonuna kadar. Ama normal doğumu özendirmek veya doğruları anlatmak için sezaryeni kötülemenin çözüm olmayacağını düşünüyorum. Bu biraz CHP'nin sürekli AKP'yi eleştirmesine benziyor :). E senin projelerin nedir, sen neler vaad ediyorsun kardeşim demiyor muyuz? 
Hem hamileliğimde, hem anne olduktan sonra hem de doula eğitimim gereği, bir çok anneyle konuşma fırsatı buldum, ya da bloglarda bu konu hakkında yaptıkları yorumları okudum. Bazıları planlı sezaryen olmuş, bazısı normal isteyip sezaryene dönmüş, bazıları normal ama müdahaleli doğum yapmış, çok azı ise doğal doğum şansına sahip olmuştu.
Gördüm ki, sürekli sezaryenden bahsediliyor. Memnun olanlar sezaryeni överken, "normal doğumcu" anneler ise sezaryenin risklerinden bahsediyor. Herkes kendi tecrübelerini koruma eğiliminde olduğu için kimse birbirini dinlemiyor. Aslında hepimiz aynı taraftayız. Kendimiz ve bebeğimiz için en iyisini istiyoruz. Birçok insan sezaryenin dezavantajlarından az çok haberdar. Buna rağmen korkup sezaryeni tercih ediyorlarsa, bence dönüp hastane doğumlarımıza bakmamız lazım. O kadar çok müdahale yapılıyor ki hastaneye gittiğiniz andan itibaren, kadının korkudan sancıları bile duruyor. Sonra normal doğum yapabilecek sağlıklı kadınlar sezaryene alınıveriyor. Ya da normal olmayan normal doğumlar yapılıyor, suni sancılı, epizyolu, epiduralli. E haliyle kadın bu kadar hırpalanacağıma sezaryen olurum daha iyi diyor. Ne diyeyim, haklı. 
Sağlık Bakanlığı da olaya el attı biliyorsunuz. Amaç, sezaryen oranlarını düşürmek. İşte prim sistemi, epiduralin yaygınlaştırılması vs. gibi önerilerini okudum. Maalesef işe yaramayacak bir sistem diye düşünüyorum. Hatta halihazırdaki hastane-doktor-anne üçgeninde, bu uygulama daha travmatik doğumlar bile yaratabilir. Sebebi de, doktorlarımızın müdahalesiz normal doğum konusunda çok çok yetersiz olması. 
Peki, sezaryen oranlarının %20'nin altında olduğu Hollanda gibi ülkelerde nasıl oluyor bu iş? Doktorları daha mı iyi? Yoksa kadınların çatısı daha mı geniş :)? Daha mı iyi besleniyorlar? Hayır, hayır, hayır. Tek bir sebebi var: EBE. Hamileliğinden itibaren kadınla bir ebe ilgileniyor. Doktoru çok az görüyorlar, ancak bir sıkıntı olduğunda. Doğum öncesi, doğum sırasında ve sonrasında yetkili kişi EBE. Çünkü, doğum EBEnin işidir. Bu kadar basit. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bizde ise ebeler pasifize edildi. Hemşire gibi çalışıyorlar. Benim doğum yaptığım hastanede ebelerin muayene etmesi yasaktı. Ne komik değil mi? Eğitimini aldığı işi yapamıyorlar. 
Doğum kadının işidir, ebenin işidir. Feminen bir iştir, bu kadar erkek doktorun yarattığı maskülen enerji bile doğumun doğasını bozuyor bence.
O zaman yapılacak ilk şey ebelerin geri döndürülmesi. Sonra, doğumlara hastalık gözüyle bakmadan mümkün olduğunca müdahalesiz doğumlar için gerekli sistem oluşturulmalı, anne-babaya ücretsiz eğitim gibi. Ve de tabi, kadına destek, destek, destek. O zaman sezaryen oranları zaten kendiliğinden düşecektir.
Bir sonraki yazımda doğumda ne gibi müdahalelerle karşılaşıyoruz, onlardan bahsedeceğim. Ve tabi, bu müdahalelerden nasıl sıyrılabileceğimizi anlatmaya çalışacağım.

Bir de eğlencelik bir film fragmanı. Çeşitli kültürlerdeki bebekleri gösteriyor. BABIES. İlk baştaki Afrikalı bebekler müthiş :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder